Kategoriler

Eyvah! Otobüs Kaçtı

EYVAH! OTOBÜS KAÇTI

Okul yıllarımız boyunca, mezun olduktan sonra fırsatların gelmesini umarak ve bu doğrultuda çalışarak sabrederiz de sabrederiz. Ne olursa olsun, ne kaybedersek kaybedelim, nasıl bir başarısızlıkla karşılaşırsak karşılaşalım kendimize olan inancımızı asla kaybetmemeye çalışırız. "Her şey bitti” dediğimiz anlarda bile küçücük de olsa bir kıvılcımın içimizde daima var olduğunu hatırımızda tutmak için zihnimizi zorlarız. Başarılı bir şekilde karşı koyduğumuz, fırsatlara dönüştürdüğümüz geçmişimizdeki problemli anlarımızı aklımıza getirir ve var olan yeni problemleri de aşacağımıza hep inanırız. Peki, ya bu tür olumlu duygu ve düşünceleri içimizde barındırmasak ne olurdu? Yani, neden her problemle karşılaştığımızda olumlu yaklaşmak zorundayız? Gelin bu soruya yanıt arayalım.

Şimdi düşünün:

Üniversiteden yeni mezun oldunuz ve ilk iş görüşmeniz yarın saat 10:00’da. Sizde bu doğrultuda geceden kıyafetlerinizi pırıl pırıl hazırladınız ve sabah 06:00’ da kalkarak her hangi bir terslik çıkmasın diye titizlikle hazırlığınızı yapmaya başladınız. O kadar heyecanlısınız ki, yıllar süren öğrencilik hayatınız boyunca hep bu günü hayal ettiniz ve bir şeylerin ters gitmesini istemiyorsunuz. Neyse bu kadar giriş yeter.... Üniversiteden yeni mezun olduğunuz için henüz bir arabanız yok tabi ki de. Bu yüzden aldınız elinize belediye otobüs kartınızı ve çıktınız otobüs durağına doğru yola. İş görüşmesine gideceğiniz yer ile durak arasındaki mesafenin otobüsle bile 1 saat olduğunu geceden hesaplamıştınız. O yüzden saat tam 8:50’deki otobüse yetişip geri kalan 10 dakikanızı da iş görüşmesine gittiğiniz yerde dinlenerek geçirmek istiyorsunuz. Çünkü, o otobüsün her saatte bir geldiğini gece otobüs sefer saatlerine bakarken görmüştünüz... Evet, saat tam 08:50 oldu ve durakta trafiğin sesini bastıran kalp atışınızı azaltmaya çalışıyorsunuz. Ama, otobüsten hala iz yok. Derken önünüzden bir otobüs geçip gidiyor. Duuuur, diyorsunuz ama boşuna otobüs tıklım tıklım dolu ve durakta durmadan geçiiip gidiyor... Hımm, hayal ettiniz galiba o anı, ne kötü bir duygu... Evet, otobüsün arkasından kısa bir haykırışın ardından uzun bir sessizlik kalp atışlarınızı kulaklarınıza kadar taşıyor. Eeeee, bundan sonra ne olacak? Daha sahaya çıkmadan bir-sıfır yenik başladınız hayata. Durun ben tahmin edeyim bir çoğunuz; "yeni otobüsü beklerim” "dolmuşa binerim” "yürürüm” "olmadı koşarım” "taksiyle giderim” ... gibi bir çok cevap veriyor olmalısınız (çünkü, problemlere hep olumlu yaklaştınız öğrencilik hayatınız boyunca). Tabi, cevaplar arttırılabilir... Bu noktada benim size sormak istediğim soru şu: "Otobüs kaçtı diye ağlayıp, kendi kendinize hayıflanıp, saçınızı başınızı yolar mısınız?” Eğer, bu soruya cevabınız ‘evet’ ise işiniz zor. Neden mi? Fırsat elinizden kaçtı diye yıllarca ağlasanız, çaresizce saatlerce bağırıp çağırsanız, kendi kendinize günlerce hayıflansanız vb. hiçbir şey değişmeyecek ve otobüs geri gelmeyecektir. Bu noktada yapabileceğimiz en iyi şey çözüm yolu aramak olmalıdır. En çaresiz anlarda bile soğuk kanlılığımızı korumak, o çaresiz anı iyice içinden çıkılmaz hale gelmesini engeller. Aksi bir durum, yani, çaresizce hayıflanmak var olan problemin çözümüne asla ama asla katkıda bulunmayacaktır.

 

Sonuç itibariyle görüyoruz ki geçen zamanı geri getirmek imkansız. Fakat, yapılan küçük, ufacık çözümlerle kaybedilen zamanın bir nebze olsada çözümü mümkün. Yeter ki, kaçan otobüsün arkasından ağlamayalım...

 

 

Bu Yazıyı Paylaşmak İster misiniz ?
Kategoriler
Eğitim
E-Bülten
İndirimli ürünler ve fırsatlardan ilk önce siz haberdar olmak istermisiniz?
softtr® | Profesyonel E-Ticaret Sistemleri ile hazırlanmıştır.